26 Ocak 2011 Çarşamba

Kaş'ın Toplumsal Zihniyeti Üzerine

3 Aralık 2010 tarihinde üstte okuyabileceğiniz başlıkta bir yazı yazmıştım. Bugün gelen habere göre bu yazım Kaş Aydın Haber'de yayınlanacakmış. Öyle olduğunu duyunca, buraya da koyayım dedim. Keyifle okuyunuz. =D


Kaş’ta doğmuş, büyümüş ve buranın yerlisi olan bir bireyin, Kaş’ta yaşadığı sürece bazı sınırlarının olduğunu bilmesi gerekiyor. Kaş insanı dediğimizde akla gelen bir birey olmak ve bu akla gelen şeylerin dışına çıkmamak… Kaş’lı bir insandan beklenen budur. Bu durumun biraz dışına çıkmak ise çok farklı ve bir o kadar da ilginç olaylar doğurabilir.

Böyle bir yazı yazmak gibi bir düşünceye kapılmamı sağlayan, yakın dönemde gerçekleşmiş bir olay var aslında. Birden bire ortaya çıktı diyebilirim. Ona girmeyeceğim. Çünkü ben direkt, Kaş’ta doğmuş ve büyümüş olan bir birey olarak; bazı kriterlerin dışına çıkmakla birlikte yaşadığım şeylerden bahsedeceğim.

Bundan 2-3 yıl öncesine kadar gayet sıradan ve dikkat çekmekten uzak bir yaşantı sürmekteydim. Zamanla değişen ve gelişen düşünce yapım; bununla birlikte ilgi duyduğum şeylerin farklılaşması sonucu tamamiyle “Kaş insanı” portresinin dışında bir insan haline geldiğimi düşünüyorum.

Kaş’ta yetişmiş biri için o kadar zor dönemlerden geçtim ki (geçtik ki aslında; var daha benim gibiler), kimseler inanamaz. Öncelikle insanların, sizin farklı olduğunuza tatmin olması gerekmekteydi. Ki bu durum sanırım yeni yeni oturmaya başladı. 2-3 yıllık bir süreçten bahsediyoruz. Küpe takmaktan, saç uzatmaktan, metal müzik dinlemekten ve gitar çalmaktan. Onun öncesinde yüzlerce web tabanlı proje yapmaktan. Tüm bunların akabinde, Kaş halkı sizi kabullenebiliyor.

Küpe takmak demişken, oradan başlayalım. Kaş insanı küpeye karşı çıkar. Zihniyetleri gereği, terstir. Kadına özgü bir obje olarak gördükleri için olsa gerek, küpe takan erkeğe potansiyel eşcinsel gözüyle bakarlar çoğu zaman. Tabii son dönemde bu durumun yaygınlaşmış olması sebebiyle biraz olsun kabul görmeye başladılar diyebiliriz ama halen küpe pek hoş karşılanmıyor. Karşılanmalı.

Bir diğer ters durum ise tabii ki saç. Kaş zihniyetine göre, saç uzatmak erkek işi değildir. Erkekler saç uzatmamalıdır. Saç demek, kadın demektir. Saçlı erkek olmaz. Yine küpede olduğu gibi, potansiyel eşcinsel olarak görülebilirsiniz insanların gözüne. Yavaş yavaş alışmaya başlamış olsalar bile halen pek hoş karşılanmıyor. Yolda iki kişi yürürken, saçlarınız sebebiyle “bunlar kız mı erkek mi şimdi” gibi laflara alışıyorsunuz tabii bir zaman sonra ama onlar bu tarz sözleri söylemekten asla vazgeçmiyorlar. Kaş. Zihniyet tek sonuçta ve kolay kolay değişmiyor. Nedir yani, saçımız uzun diye gezmeyelim mi? Hayır bu durum sadece Kaş’ta da değil aslında. Antalya’nın Güllük’ünde gece yarısı yürürken motorla geçen bir grup insanın tehdit eder gibi bize el hareketi çekmesi bunun en güzel örneğidir sanırım.

Evimde müzik dinliyorum. Türkü dinlemiyorum. Pop müzikten hiç hazetmem. Türkçe müzik nadiren dinlerim. Kaş’lı zihniyete göre sadece böğürmekten ibaret olan “Metal” müziği dinlerim ben. Tabii bunun da bir hayli kötü bir getirisi var, Kaş’lı zihniyetiyle yorumlayınca. Satanist bile yaptılar beni. O derece. Ben bu müzikleri dinliyorum diye satanist olarak sıfatlandırılıyorum. Böyle bir şey yok. Satanist, şeytana tapan demektir. Bizim şeytana tapmak gibi bir eylemimiz hiç olmadı. Gören de bizi ayinler düzenleyip, kedi kestiğimizi falan sanacak. Ama yok öyle bir şey. Eskiden anfitiyatroya gider, bir ateş yakar ve sosis kızartırdık. Şimdi onu da yapamıyoruz, zira yaktığımız ateşten ötürü bizim şeytani bazı ayinler yaptığımızı sananlar olabilir.

Aslında tek bir örnek ile zihniyeti anlatabilirim. Misal, biz bir gün konser verdik. Kaş Meydan’ındaydı ve bayağı bir insan vardı. Hard rock yapmaya geldik oraya, grubumuzun türü buydu. Sahnede “Metallica – Seek And Destroy” çalıyorduk; yanıma bir arkadaş geldi ve peçete koydu. Peçetede istek parça yazıyordu, “Cengiz Kurtoğlu – Liselim”. Çalamadık tabii. Nasıl çalalım, rock yapıyoruz biz orada. Rock müzik konseri olduğunu kocaman fontlar ile belirtmiştik afişimizde. Ancak oraya bizi dinlemeye gelen insanların beklentilerini karşılayabilmek için arabesk çalmak gerekiyormuş. O gün anlamış olduk. Çalamadık, kötü grup olduk. Beğenenler de oldu tabii, sağolsunlar… Rock konserine gelip, arabesk şarkı isteyen zihniyetten bahsediyorum.

Sonuç olarak söylemek istediğim şey şudur: artık bazı şeylerin normal karşılanması gerekiyor. Ben küpe takıyorsam, bu benim tercihimdir saygı duyulmalı. Saç uzatıyorsam, saygı duyulmalı. Dinlediğim müzik ne olursa olsun saygı duyulmalı. Ben de senin dinlediğin müzikleri beğenmiyorum ama seni bazı kılıfların içine sokmuyorum, öyle değil mi…

Yeni nesil cidden eski nesil ile çok alakasız. O yüzden, alışınız efenim. Çocuklarınız, torunlarınız ve hatta onların da torunları; biz ve bizim gibi olacaklar. O zaman, sizin istediğiniz gibi yetişen (Kaş’lı zihniyetine uygun olarak yetişen) çocuklar ise toplumdan dışlanan farklı kesim olacaklar. Göreceksiniz…

Ben de bir Kaş’lıyım. Kimse yanlış anlamasın. Sadece bu yazıyı bir öz eleştiri olarak kabul ediniz. Kaş’ın yaz aylarında aldığı o modern ve üst seviye görüntünün hatrına, zihniyeti biraz değiştirelim, geliştirelim. Bir şeyleri kabullenelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder